Madogola
Mini Öykü
Madogola
Efsane mi denmeli masal mı bilinmez.
Üzerine yapılan öykülemelerin ardı arkası kesilmez.
Çok önceleri bir gezgin anlatmış pamuk şekerden tepeyi.
Alabildiğince büyük, boyanabildiğince pembeli.
Koşmuş üzerinde bir o yana bu yana, görememiş sonunu.
Zıplamış yükseklere vardır demiş bir ufku.
Yerden ayrılan ayakları uçuşmuş öylece,
Konamamışlar çok uzun süre bir yere.
Yer çekimi işini kaytarırken,
Uyanmış gezgin geç ama erken.
Burnunda yüksek dağlarda tüten çiçeksi bir koku,
Üzerine dökülen mercan mavisi tüyler ipeksi doku.
Tüyleri savurup kaçmış birkaç adım geri,
Görmüş yumru yumru suratıyla rengarenk ejderi.
Koca bir kafa, uzun ince bir gövde,
Ayakları çoktan kalmış geçmişte.
Gezgin önceki günden alkollü olmasa,
Hapşırmayacaktı belki peri gözlü ejderha.
Büyülü tozlar akarken ciğerlerine,
Gezginin kanı dönüşmüş sihirli seslere.
La , Do , Ma , Go heceleri çağırır onun sihirlerini,
Söyletme bana doğru sırada ezer geçer seni.